Search Results

NASA'nın Uzay Fırlatma Sistemi ve SLS roketinin ilk uçuşunun ana aşaması.

Kanguru fareleri, batı ve güneybatı ABD'nin daha kuru bölgelerinde bulunur. Kanguru farelerinin uzun kuyrukları ve dört parmaklı büyük arka ayakları vardır. Büyük gözleri ve küçük kulakları olan büyük kafaları vardır. Renleri genelde kumlu kahvedir. Kanguru faresi çöl yaşamına neredeyse mükemmel bir şekilde adapte olmuştur. Hiç su içmeden, tohum diyetlerinden ihtiyaç duydukları nemi alarak hayatta kalabilirler. Mükemmel bir işitme duyusuna sahiptirler ve yaklaşan bir baykuşun sesini bile algılayabilirler. Büyük arka bacakları, yırtıcılardan kaçmak için bir sıçramada 2,75 m'ye kadar zıplamalarını sağlar. Yabani kanguru faresinin ömrü çok uzun değildir. Sadece 2-5 yıl. Kanguru farelerinin keseleri vardır ama bebeklerini taşımak için değil. Torbaları yanaklarının dışındadır ve tohumları yuvalarına geri taşımak için kullanırlar.

NASA'nın Artemis I görevi için İkiz Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) katı roket güçlendiricileri için istifleme tamamlandı.

Yalama: Kediler kesinlikle buna takıntılıdır. Aslında araştırmalar, yetişkin bir evcil kedinin uyanık olduğu saatlerin yüzde 8'ini vücutlarını diliyle tımarlayarak geçirebileceğini gösteriyor. Peki ya insanlar: Kediler neden insanları yalar? İyi haber: Kedinizin bunu çiftleşme öncesi bir ritüelin parçası olarak gördüğünü söyleyecek hiçbir kanıt yok. Kedinizin sizi yalaması için hiçbir sebep yok. Bununla birlikte, evcil kedigillerin neden bu davranışta bulunduğuna dair üç ana teori vardır: Size güvendiklerini gösteriyorlar. Cildinizden biyokimyasal bilgilere erişiyorlar. Seni mallarından biri olarak işaretliyorlar.

Işık, elektromanyetizma yasalarının bir tezahürüdür; bu, elektronlar gibi elektrik yükü kaynakları her hızlandırıldığında, ortaya çıkan enerjinin kaynaktan ışık hızında dışarı doğru hareket eden elektromanyetik enerji dalgalarına dönüştürüldüğünü gösterir. Başka bir deyişle, ışığın hareketsiz durması imkansızdır. Fizik yasaları onun her zaman hareket halinde olmasını emreder.

Kanser, esasen, kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlayan ve normal hücreler gibi davranmayı bırakan hücrelerdir. Virüsler, doğaları gereği hücrelerin manipülatörleri oldukları için çekici bir tedavi aracıdır. Virüsleri kanserlerin büyümesini durduracak veya kanser hücrelerini öldürecek şekilde yeniden yapılandırmak mümkün olabilir. Bu fikir 1990'larda kanseri daha agresif hale getiren bazı gen mutasyonlarının virüslere karşı savunma için de önemli olduğu anlaşıldığında ilgi görmeye başladı. Onkolitik virüsleri veya kanser hücrelerini öldürecek virüsleri, normal hücrelere saldırmadan spesifik olarak kanser hücrelerini hedef alacak şekilde tasarlayabiliriz. Kaynak: https://morgridge.org/blue-sky/could-we-use-viruses-to-fight-cancer/

2017'de Japonya ve Çin'deki araştırmacılar, beş şempanzeye taş, kağıt ve makasın temellerini dokunmatik ekranda onlara bir çift hareket göstererek ve ardından kazananı seçtiklerinde onlara yiyecek ikramları vererek öğrettiklerini ortaya çıkardı. Şempanzeler önce kağıdın taşı, sonra taşın makası yendiğini ve sonunda makasın kağıdı yendiğini öğrendi. Daha sonra, şempanzelere rastgele eşleştirilmiş resimler gösterildiğinde, 10 üzerinden 9 kez kazanan işareti seçtiler ve onları dört yaşındaki bir çocukla aynı seviyeye getirdiler.

Son görülmesinden bir asırdan fazla bir süre sonra, olağanüstü renkli bir bukalemun geri döndü.

Yaklaşık bir susam tohumu büyüklüğündeki yeni kalp modeli, 'kendi kendini düzenleyen' hücreler kullanılarak oluşturuldu. Viyana Avusturya Bilimler Akademisi'nden araştırmacılar, bir petri kabında 3 boyutlu kalp benzeri küçük organlar geliştirdiler. İnsan kök hücrelerinden yapılan bu susam çekirdeği büyüklüğündeki kardiyak modeller, gerçek bir kalp gibi atıyor. Belirgin bir şekilde, bu küçük kalp organlarının (kardiyoidler olarak adlandırılır) önceki versiyonlarından farklı olarak, bilim adamları hücreleri birbirine bağlamak için yapay iskele kullanmadılar. Bunun yerine hücreler, içi boş bir oda oluşturmak için kendilerini organize ettiler. Bilim adamları, daha gerçekçi kalp modelleri oluşturarak, kalp sisteminin hastalığa nasıl tepki verdiğini daha iyi anlamayı umuyorlar. Viyana'daki bilim adamları, kök hücrelerdeki sinyal yollarını etkinleştirerek süreci kopyalayabildiler. Bir haftalık gelişimden sonra, ritmik olarak kasılan içi boş bir organoid büyüdü ve boşluğunun etrafındaki sıvıyı sıkıştırabildi. “Kendi kendine organizasyon süreci, bir kar tanesinin kristalinin şeklini veya kuşların sürüde nasıl davranmasını gerektiğini şekillendirir. Bunun mühendisliği zor, çünkü plan yok gibi görünüyor, ancak yine de çok düzenli ve sağlam bir şeyler çıkıyor.”dedi baş araştırmacı Dr Sasha Mendjan. "Daha doğal bir şekilde gelişen ve bu nedenle hastalıkları öngören insan kalp modelleri bulmak istiyoruz." Kaynak: https://www.sciencefocus.com/news/beating-heart-organoid/

Geleneksel galaksi oluşum modellerinde, galaksiler, yavaş yavaş tam teşekküllü galaksilere dönüşen karanlık madde...

İnsanlık adına utanç duyuyordu. Paranın esiri, bu uğurda her türlü dalaveraya hazır bir insanlık…

Geleneksel bilgisayarlar, ikili 1'leri ve sıfırları veya bitleri temsil eden elektrik sinyallerini kullanır. Yapı taşları, bir çıktının 1 mi yoksa 0 mı olduğunu belirleyen 'VE', 'VEYA' ve 'DEĞİL' gibi mantık kapılarıdır. Kuantum bilgisayarlar, tüm olası durumları aynı anda ve yalnızca son durumlarında tutan kübitleri kullanarak çalışır. Kuantum kapıları, kuantum dolaşıklığı kullanılarak yapılır, bu nedenle küçük bir parçacığın durumuna bakmak size diğerinin durumunu anlatacaktır. Kuantum geçidinin hem teoride hem de pratikte pek çok çeşidi vardır, bazıları geleneksel mantığa benzer, bazıları ise biraz tuhaf, 'DEĞİL'in karekökü' gibi.