Son zamanlarda fizikçilerin üzerinde yoğunlaştığı konuların başında evrenin devasa bir simülasyondan ibaret olup olmadığı düşüncesi geliyor. Teoriye göre evren, aslında ileri seviyede gelişmiş uzaylı bir uygarlık tarafından kodlanmış bir simülasyondan ibaret.
Bu konu hepimiz için oldukça merak uyandıran ilginç bir konu. Yakın zamanda bu yönde yapılan bir çalışma bu konuda aydınlanmamızı sağlayabilir. Çalışmaya göre, evrenin bir simülasyon olabileceği düşüncesini destekleyen bir yapay zeka algoritması geliştirildi.
ABD'nin Princeton Plazma Fizik Laboratuvarı'ndan bir fizikçi, hiçbir fizik kuralı bilmediği halde gezegen yörüngelerini tahmin edebilen ve evrenin bir simülasyon olabileceği teorisini desteklediğini söylediği bir algoritma geliştirdi.
Çalışmayı yapan fizikçi Hong Qin tarafından yapılan açıklamaya göre geliştirmiş olduğu algoritmaya hiçbir fizik kuralı öğretilmedi ve yalnızca gezegenlerin geçmişteki yörüngelerine dair veriler aktarıldı. Yani Qin’in geliştirmiş olduğu yapay zeka algoritması, hiçbir fizik kuralını bilmemesine rağmen makine öğrenimi yöntemi ile parabolik ve hiperbolik kaçış yörüngeleri de dahil olmak üzere güneş sistemindeki gezegenlerin yörüngelerini doğru bir şekilde tahmin edebiliyor.
Qin, algoritmayı geliştirirken Güneş ve diğer yıldızlara gücünü veren füzyon enerjisini toplamak için inşa edilen enerji tesislerindeki plazma parçacıklarına odaklandığını ve algoritmayı bu parçacıkların hareketlerini tahmin etmek, hatta yeri geldiğinde kontrol etmek üzere kurguladığını belirtiyor.
Hong Qin yaptığı açıklamada: Fizikte genellikle gözlemler yaparsınız, bu gözlemlere dayalı bir teori oluşturursunuz ve bu teoriyi yeni gözlemler hakkında tahminlerde bulunmak için kullanırsınız” ifadelerini kullanırken; geliştirmiş olduğu algoritmanın ise bir teori ya da fizik yasası kullanmadan doğru tahminler üretebildiğini belirtiyor.
“Evrenin dizüstü bilgisayarında çalışan algoritma nedir?” diyen Qin, böyle bir algoritma gerçekten varsa bunun basit bir algoritma olması gerektiğini, evrenin muazzam zenginliğinin söz konusu “dizüstü bilgisayarın” bellek kapasitesi ve işlemci gücünden geldiğini ve algoritmanın kendisinin basit olabileceğini belirtti. Yine de Qin’e göre varoluşu simüle edebilecek bir sisteme sahip olmak için bir birkaç nesil daha teknolojimizi geliştirmemiz gerekiyor.
Her ne kadar kulağımıza bilim kurgu gibi gelsede, üzerinde ciddi çalışmaların yapıldığı ve makalelerin yayınlandığı simülasyon teorisini oldukça tutarlı bulan bir çok bilim insanı var.
Yakın bir zamanda Almanya’daki Bonn Üniversitesi’ndeki araştırmacılar bu konu hakkında bir makale yayınladı. Araştırmanın başındaki Silas Beane, bunun Matrix filmi gibi bir kurgu olmadığını, makalenin gerçeklik payı taşıdığını belirtti.
Washington Üniversitesi’nde bulunan bir başka topluluk bu konuyu araştırmaya devam ediyor. Profesör Martin Savage’in önderliğindeki ekip bunun mümkün olduğunu söylüyor. Şu anki gelişmiş bilgisayarlar sayesinde bir atom çekirdeğinden başlayarak büyük evren modelleri ortaya çıkarılabiliyor.
Araştırma ekibi, elimizde böyle bir teknoloji varken gelişmiş bir uygarlığın da bunu yapabileceğini söylüyor. Hatta bu teknolojiye sahip olmamızın arkasında asıl kaynağın izlerini kullanıyor olduğumuz gerçeği yatıyor.
Savage’in açıklamasına göre böylesine bir bilgisayar kuantum kromodinamiği örgü hesapları yaparak evreni dört-boyutlu bir ağa bölebilir. Bu sayede nötron ve protonları ortaya çıkaran atomaltı parçacıkların kuvveti incelenebilir. Ayrıca doğrudan bilgisayar programına kodlama yapmaya gerek yok. Böylece karmaşık fiziksel formüller ortadan kalkmış olabilir. Araştırmacılar bu teoriden yola çıkarak evren içerisinde bulunan kozmik ışınları incelemeyi planlıyor. Böylece kozmik ışınlar içerisindeki ana kaynağın imzası bulunabilir.
Kaynak : https://bigthink.com/surprising-science/physicist-creates-ai-algorithm-prove-reality-simulation?rebelltitem=1#rebelltitem1
Commentaires