Search Results

Afrika akciğer balığı, vücudunu kozaya dönüşen bir salgıyla kaplayarak suyun dışında hayatta kalabilir.

Gezegenimiz 20 yılda yüzde 0,5 oranında karardı, ancak trend uzun sürmeyebilir. Gezegenimizden ayın karanlık kısmına ve ardından Dünya'ya geri yansıyan ışık (burada gösterilmektedir). Yansıma son yıllarda ölçülebilir bir şekilde azaldı, gezegenimizin geçmiş yıllarda olduğundan daha fazla güneş enerjisi yakaladığına dair bir işaret. Dünya'nın uzaya geri yansıttığı güneş ışığı miktarı son yıllarda ölçülebilir bir şekilde azaldı. Bir hilalin yüzünün karanlık kısımlarında görülen loş parıltıyla ölçülür. Bilim dünyasına göre soru: Dünya ışığının azalması kısa vadeli bir darbe mi yoksa Dünya'nın iklimi için başka bir uğursuz işaret mi? Gezegenimiz, ortalama olarak, üzerinde parlayan güneş ışığının yaklaşık yüzde 30'unu yansıtır. Ancak California'daki Big Bear Güneş Gözlemevi'nden astrofizikçi Philip Goode, yeni bir analizin, Dünya'nın yansımasının son yıllarda azaldığını öne süren önceki çalışmaları desteklediğini söylüyor. Ekibin 8 Eylül Jeofizik Araştırma Mektuplarında bildirdiğine göre , 1998'den 2017'ye Dünya'nın yansıması yaklaşık yüzde 0,5 azaldı. Goode ve meslektaşları, Big Bear'da yer tabanlı aletleri kullanarak 1998'den 2017'ye kadar dünya ışığını (gezegenimizden aya ve sonra tekrar Dünya'ya yansıyan ışık) ölçtüler. Çünkü dünya ışığı, en kolay, ay ince olduğunda ölçülebilir. Goode ve meslektaşlarının bildirdiğine göre ekip 20 yıl boyunca 801 veri noktası topladı. Goode, yansımadaki düşüşün çoğunun, ekibin incelediği yirmi yıllık dönemin son üç yılında meydana geldiğini söylüyor. Yeni analizde yer almayan Riverside'daki California Üniversitesi'nden gezegen bilimcisi Edward Schwieterman, “Bunun uzun vadeli bir eğilim olup olmadığı henüz görülmedi. Bu, daha fazla veri toplama argümanını güçlendiriyor.” diyor. Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/earth-reflection-light-dim-earthshine-moon-solar-radiation

Psikolog Harry Harlow, 1950'lerin sonlarında ve 1960'ların başlarında yürütülen bir dizi tartışmalı deneyde, sevginin normal gelişim üzerindeki güçlü etkilerini gösterdi. Harlow, yeni doğan al yanaklı maymunların anneleriyle bağ kurma mekanizmalarını incelemek istedi. Bu bebekler beslenme, korunma, rahatlık ve sosyalleşme açısından büyük ölçüde annelerine bağımlıydı. Acaba bu bağın temeli tam olarak neydi? Deneyleri genellikle etik dışıydı ve şaşırtıcı derecede acımasızdı, ancak çocuk gelişimi anlayışımızı büyük ölçüde etkileyen temel gerçekleri ortaya çıkardı. Deneylerin ünlü bir versiyonunda, bebek maymunlar doğumdan hemen sonra annelerinden ayrıldılar. Daha sonra maymunlardan birini tel ve tahtadan yapılmış diğerini yumuşak havlu kumaştan yapılmış sahte annenin yanına yerleştirdiler. Tel anne yemek sağlarken, kumaş anne sadece yumuşaklık ve rahatlık sağladı. Harlow, bebek maymunların yemek için tel anneye giderken, yumuşak ve rahatlatıcı kumaş anneyi her konuda, daha çok tercih ettiklerini gördü. Harlow, bir maymunun normal bir şekilde gelişmesi için, yaşamın ilk aylarında (kritik dönem) tutunabilecekleri bir nesne ile bir miktar etkileşime sahip olması gerektiği sonucuna varmıştır. Kaynak: https://www.verywellmind.com/

Normalde rüya görenler dibe düşmezler, uyanana kadar düşmeye devam ederler.

Berrak bir rüya, uykunda bir film yönetmek gibidir.

Bermuda Şeytan Üçgeni adı ilk olarak Argosy dergisinin Şubat 1964 sayısında kapak yazısında kullanıldı.

48 yıl önce ölmesine rağmen, Pablo Picasso hala eserleri ile gündem olmaya devam ediyor. Yapay zeka kullanarak bir resmin yüzeyinin altında keşfedilen “yeni” bir resimi tam olarak ortaya çıkarmak için çalışmalar devam ediyor. CNN tarafından yapılan bir açıklamaya göre, kendini kayıp sanatı bulmaya adamış bir şirket olan Oxia Palus, "The Lonesome Crouching Nude" başlıklı eseri ortaya çıkardı. Portre, Picasso tarafından 1903'te “Kör Adamın Yemeği”ni yarattığında boyanmıştı. O zamanlar bu, tuvallerden tasarruf etmek için yaygın bir uygulamaydı. Tabloyu ortaya çıkarmak amacıyla, bilim adamları ilk önce portrenin ana hatlarını keşfetmek için x-ışını görüntülemeyi kullandılar. Ardından, resmi doldurmak ve Picasso tarzı fırça darbeleri eklemek için eğitimli Yapay Zekayı (AI) kullandılar. Son olarak, tuval üzerine 3D baskı yapmadan önce oluşturulan bir yükseklik haritasını kullanarak boyama dokusunu verdiler. Sonuç: Picasso'nun ünlü “Mavi Dönem”inden çıplak bir portre. İnanılmaz olsa da, bu etik soruları gündeme getiriyor. Ne de olsa teknoloji, ölü sanatçıların amaçladığı şeye yakın bir kopya oluşturabilir… Ama bu asla tam olarak doğru olmayacak. Öyleyse, sanatçının en başta istediği şey bu değilse, “kayıp sanatı” geri getirmeye çalışmak doğru mudur? Kaynak: https://futurism.com/the-byte/scientists-ai-picasso-painting

Spritelar 30 yılı aşkın bir süredir kaydedilmesine rağmen, temel nedenleri hala bilinmiyor.

Tüm insanlar iyi olmak için sebepler ya da kötü olmak için bahaneler ararlar.

Doğa fotoğrafçıları ve Dünya gezegeninin diğer hayranları her zaman mavi saati dört gözle beklerler.

Karanlık, soğuk ve süpersonik rüzgarlarla kamçılanan buz devi Neptün, güneş sistemimizdeki sekizinci ve en uzak gezegendir. Neptün, güneş sistemimizde çıplak gözle görülemeyen ve keşfedilmeden önce matematik tarafından ilk tahmin edilen tek gezegendir. Neptün, 1846'daki keşfinden bu yana ilk 165 yıllık yörüngesini 2011'de tamamladı. NASA'nın Voyager 2'si, Neptün'ü yakından ziyaret eden tek uzay aracıdır. 1989'da güneş sisteminden çıkarken yanından geçti. Neptün, Dünya'dan yaklaşık dört kat daha geniştir. Dünya büyük bir elma olsaydı, Neptün basketbol topu büyüklüğünde olurdu. Neptün'ün bir kez dönmesi yaklaşık 16 saat (bir Neptün günü) ve güneşin yörüngesindeki dönüşü yaklaşık 165 Dünya yılı (bir Neptün yılı) sürer. Neptün bir buz devidir. Kütlesinin çoğu, küçük bir kayalık çekirdeğin üzerinde, su, metan ve amonyak gibi "buzlu" maddelerden oluşan sıcak, yoğun bir sıvıdır. Neptün'ün atmosferi çoğunlukla moleküler hidrojen, atomik helyum ve metandan oluşur. Neptün, adını Yunan mitolojisinde deniz tanrıları ve perilerinden alan 14 bilinen uyduya sahiptir. Neptün'ün en az beş ana halkası ile toz ve döküntü kümeleri olan dört halka yayı vardır. Voyager 2, Neptün'ü ziyaret eden tek uzay aracıdır. Hiçbir uzay aracı, bu uzak gezegeni yakından incelemek için yörüngede dolaşmadı. Cüce gezegen Plüton'un eliptik yörüngesi nedeniyle, Plüton bazen Güneş'e (ve bize) Neptün'den daha yakındır. Kaynak: NASA/https://solarsystem.nasa.gov/

Şu anda modern insanlarda bulunan Neandertal DNA'sının çoğu, belirli bir işleve hizmet etmeyen hurda DNA'dır. Bununla birlikte, Neandertallerle üreme, modern insanlara belirli avantajlar sağladı. DNA'larının bir kısmı atalarımıza bağışıklık fonksiyonlarında bir destek verdi ve bu da enfeksiyonları önlemeye yardımcı oldu. Neandertal DNA'sının diğer kısımları, erken insanların göç etmesine ve değişen iklim koşullarına uyum sağlamasına yardımcı olan daha hafif bir cilt pigmentasyonuna katkıda bulundu. Ayrıca, bazı genler muhtemelen beynin yapısı ve işlevine, vücut yağ dağılımına ve kas kasılmasına katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte, DNA'larının bazı kısımları bize bazı dezavantajlar da verdiğinden, Neandertallerle çiftleşmenin tamamı iyi değil. DNA'larının parçalarının majör depresif bozukluk, diyabet, alerji, çölyak hastalığı ve aşırı kan pıhtılaşması ile ilgili etkileri vardır. Hayvan kürkü ve polenine karşı alerjiniz varsa, muhtemelen bunun için Neandertal atalarınızı da suçlayabilirsiniz. Kaynak: https://facts.net/neanderthal-facts/