Ahtapotlar elbette uzaylı değil, fakat farklı oldukları kesin. Bir ahtapotun 9 beyni, 3 kalbi ve mavi kanı vardır. Ancak gariplikleri bu kadarla da bitmez. Ahtapotlar labirentlerden çıkabilir, alet kullanabilir, renk değiştirebilir, diğer hayvanları taklit edebilir, mürekkep püskürtebilir, hatta kopan kollarını yenileyebilir. Yeni bir araştırmaya göre ahtapot ve insan beyni arasında ilginç bir benzerlik keşfedildi.
Bu canlıların beyinleri, doğadaki en ilginç yapıların başında geliyor. Yakın zamanda hem insan hem de ahtapot genomlarında yer alan “sıçrayan gen” ya da “transpozon” adı verilen genler üzerine bir araştırma yapıldı.
Evrimsel süreçte önemli bir rol üstlenen transpozon genler, hemen hemen her canlıda bulunuyor. Ancak canlının yapısına göre bu genin işlevi ve görevi ya da fenotipe yansıması değişiyor. Örneğin mısır taneleri üzerindeki kahverengi benekler, bu gen sonucunda oluşuyor.
Ahtapot beyinleri, omurgalı beyinlerinin ana anatomik özelliklerinden yoksundur ve nöronlarının çoğu, başlarından ziyade kollarına dağılmıştır. İnsan beyninde 100 milyar nöron olduğu bilinir. Ahtapotlarda ise bu sayı 500 milyon civarındadır.
Ahtapot, kalamar ya da mürekkep balığında hepimizde bulunan DNA’ların aynısı bulunuyor. Ancak belirgin farklılıklar da taşıyorlar. Gerekli durumlarda genetik kodlarına müdahale ederek türlü türlü proteinlerin ortaya çıkmasını sağlıyorlar. Bu da hücrelerindeki protein üretiminin çeşitlenmesi ve benzersizliği anlamına geliyor.
Bir ahtapot genomunda 2.7 milyar baz çiftiyle 33.000 adet protein kodlayan gen bulunuyor. Protein kodlayan gen sayısı bakımından insan genomundan neredeyse 2 kat üstün olan ahtapotlarda genom dizilemesi 2015 yılında tamamlandı.
Bilim insanlarına göre bu sistem, yüksek zekâ ile karmaşık davranış biçimlerini açıklayan ve DNA mutasyonu yerine RNA düzenlemesi üzerinden işleyen özel bir mekanizmaya işaret ediyor. RNA molekülü, DNA’nın kuzenidir ve hücre içinde genlerden protein yapım merkezlerine giden yolda genetik kodları taşıyan molekül olarak kullanılır. Bilim insanları kafadanbacaklıların beyinlerindeki RNA moleküllerinin %60’ındaki genetik kodlarda yeniden düzenlemeler yaptıklarını tespit etmişler.
Bulgulara göre ahtapot beynindeki bilişsel yeteneklerden sorumlu bölüm, fiziksel açıdan insan beynindekiyle benzer bir konuma sahip. Ancak bu iki canlının bilişsel yetenek bölümündeki tek ortak nokta bununla sınırlı değil. Daha önce insan genomunda tespit edilen LINE dizileri adındaki transpozon genlerine ahtapot beyninde de rastlandı.
Araştırmayı yapan ekipteki Biyolog Giovanna Ponte “Ahtapotta öğrenme ve bilişsel yeteneklerle ilgili olan beyin yapısı, tıpkı insanlardaki hippokampus bölümü gibi” diyor. İnsanlardaki hippokampus bölümü, öğrenme, bilişsel beceriler ve hafızayla doğrudan ilişkili olan bir bölüm.
Diğer taraftan bu araştırmanın sonuçları, transpozon genlerinin sadece “belirli bir düzendeki DNA’ların kopyalanıp yapıştırılması” görevi yanında bilişsel yeteneklerde de önemli bir rol oynadığına dair kanıtlar sunuyor. Araştırma ekibinden Biyolog Graziano Fiorito, “Ahtapotların beyinleri, birçok işlev bakımından memelilerle benzerdir” hatırlatmasında bulunuyor. Ancak ahtapotların memeli değil bir omurgasız canlı olması, ulaşılan sonuçları daha da ilginç hale getiriyor.
Kaynak: BMC Biology
Comments